Prof. Dr. Sinan Ersin - Mide Kanseri Cerrahisi - Reflü Cerrahisi - Safra Kesesi Cerrahisi - İzmir
Adres

1394 sokak No: 11 Sağlık Merkezi Apartmanı. Kat: 4 Daire: 10 Alsancak - İzmir

Telefon

0 (232) 464 67 68 - 0 (536) 355 27 66

Safra Kesesi Cerrahisi

Safra kesesinin görevi nedir ?

Safra kesesi karaciğerin üretmiş olduğu safrayı biriktiren ve yemeklerden sonra bol miktarda salgılayan küçük bir organımızdır. Safra kesesinin onikiparmak bağırsağına boşalttığı safra, yağların sindirimi için kullanılmaktadır. 

Safra kesesinde taş sık görülen bir hastalık mıdır ?

Oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Yaşla birlikte görülme sıklığı artmaktadır. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’ndeki istatistiklere göre 50-65 yaş arası kadınların %20’sinde, erkeklerin ise %5’inde safra kesesinde taş mevcuttur.

Safra kesesinde taş neden oluşmaktadır ?

Taş oluşmasının pek çok sebebi vardır. Örneğin safranın içerisinde yer alan maddeler, birbirleriyle bir denge oluşturacak şekilde belli oranlarda bulunmaktadırlar. Bu oranlarda bir bozulma olduğunda taş teşekkülü için bir zemin oluşmaktadır. Ayrıca genetik etkiler, çeşitli kan hastalıkları, bu bölgenin enfeksiyonları, safra akımını zorlaştıran mekanik sebepler, yüksek kolesterol düzeyleri vb. taş gelişimine neden olabilmektedir.

Safra kesesinde taş gelişimi için risk faktörleri nelerdir ?

İleri yaş,

Kadın olmak,

Gebelik,

Östrojen kullanımı,

Obezite,

Genetik yatkınlık,

Bazı kan hastalıkları,

Siroz hastalığı

Safra kesesinde taş olduğu nasıl teşhis edilmektedir ?

Safra kesesinde taş varlığını araştırmak için en uygun tanı metodu karın ultrasonudur. Kolay uygulanabilmesi ve hiçbir yan etkisinin olmaması yöntemin en önemli avantajlarıdır. Karın ultrasonu ile  %98 oranında bir başarıyla safra kesesi taşlarının tespiti mümkündür. Aç durumdayken yapılan bu tetkikle safra kesesinde gelişen taşların sayısı, boyutu gibi pek çok özellik hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür.

Safra kesesinde taş ne gibi şikayetlere neden olur ?

Safra kesesinde taş olan hastaların büyük çoğunluğunda hiçbir şikayet yoktur. Hatta kimi zaman sadece kontrol amaçlı yapılan bir karın ultrasonografisi sırasında taşlar tesadüfi olarak saptanmaktadır. Bunlara sessiz taş da denmektedir. Safra kesesi taşları uzun yıllar hiçbir soruna neden olmadan sessizce kalabildikleri gibi, bazen aniden çok şiddetli şikayetlerle ortaya çıkabilirler. Safra kesesinde taş olan hastaların karın ağrılarına bulantı ve kusma gibi şikayetler eşlik edebilir. Söz konusu karın ağrısının süresi ve karakteri değişkenlik gösterebilmektedir. Kimi zaman yağlı bir yemek sonrası şikayetler ortaya çıkarken, bazen bu durumun yemeklerle bir ilgisi yoktur. Ağrı, sıklıkla karın üst bölümünde ve sağ tarafta meydana gelirken, bazen orta hatta da olabilmekte ve sırt bölgesinde iki kürek kemiğinin arasına da yansıyabilmektedir. Ağrı genellikle başladıktan sonra 15 dakika ile 4 saat arasında değişen bir süreçte sonlanır. Eğer kesintisiz olarak devam edip, 6 saatlik bir süreye ulaştıysa, o zaman taşın sebep olduğu bir iltihaplanma süreci ya başlamıştır ya da başlamak üzeredir. Bu durum, evde ağrı kesiciler veya başka ilaçlarla kontrol edilebilecek bir tablo değildir. Kişinin derhal bir sağlık kurumuna başvurması gereklidir. Safra kesesindeki taşlar daha ciddi sorunlara da yol açabilirler. Taşların safra kesesinden ana safra kanalına düşmesine bağlı olarak, tıkanma sarılığı veya pankreas iltihabı denen daha ciddi tablolar ortaya çıkabilmektedir.

Safra kesesi iltihaplanınca ne gibi belirtiler meydana geliyor ?

Bu durumda kesintisiz devam eden karın ağrısına bir süre sonra ateş yüksekliği, kan lökosit sayısında artış ilave olmaktadır. Bu oldukça önemli ve kısa süre içinde müdahale edilmesi gereken bir durumdur.

Taşın büyük veya küçük olması önemli midir ?

Safra kesesinde meydana gelen taşlar değişik boyutlarda ve sayıda olabilir. Özellikle küçük taşlar ana safra kanalına düşerek tıkanma sarılığı veya pankreas iltihabına neden olma açısından daha risklidirler. Diğer taraftan büyük taşlar safra kesesinin duvarına bası yaparak daha farklı sorunlara neden olabilir.

Ameliyatta safra kesesindeki taşlar mı alınıyor ?

Safra kesesi ameliyatı olacak hastaların en çok merak ettikleri konuların başında bu soru gelmektedir. Safra kesesinde bir kez taş oluştuğu zaman bu aynı zamanda safra kesesinin işlevinde bir sorunun olduğunu da bize göstermektedir. Dolayısıyla sadece taşlar alınırsa bir süre sonra yeni taş teşekkülü kaçınılmazdır. Bu yüzden safra kesesi ameliyatında sadece taşlar değil, safra kesesi tümüyle alınmaktadır.

Ana safra kanalına düşen taşlar sarılık yaparsa, nasıl bir tedavi yapılıyor ?

Böyle bir durumda ilk önce ana kanala düşmüş olan taşların halledilmesi gerekir. Geçmişte açık yapılan bir ameliyat sırasında hem safra kesesi alınmakta, hem de ana kanala müdahale edilmekte idi. Ancak günümüzde bu işlem daha modern tekniklerle çözümlenmektedir. Bir endoskopik girişim olan ve kısaca ERCP (veya ERKP) diye bilinen girişimle ana safra kanalına girilerek, bu alandaki taşlar temizlenmektedir. Daha sonraki aşamada ise kapalı bir ameliyatla safra kesesi alınmaktadır. Böylelikle ameliyatın boyutunda önemli bir küçülme sağlanmaktadır.

Açık ameliyat mı, kapalı (Laparoskopik) ameliyat mı daha iyidir ?

Bu sorunun cevabı tartışmasız kapalı ameliyattır. Ancak bazı durumlarda ameliyatın kapalı olarak yapılabilmesi mümkün olmayabilir. Bu durumda elbette açık ameliyat tercih edilecektir. Daha önceden açık yöntemle üst karın bölgesinden ameliyat geçirmiş hastalarda, safra kesesi ameliyatı kapalı yöntemle gerçekleşmeyebilir. Bazen de safra kesesindeki taşın sebep olduğu iltihaplanmalar, safra kesesinde aşırı yapışıklıklara neden olarak kapalı cerrahiye izin vermeyebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda, cerrah kapalı başladığı ameliyatı açık yönteme çevirerek işleme devam etmek zorunda kalabilir.

Laparoskopik yöntemin avantajları nelerdir ?

Laparoskopik yöntem, 3-4 adet yarım ve bir santimetrelik delikler yardımıyla gerçekleştirilmektedir. Bu yüzden açık yöntemdeki büyük kesinin yarattığı ağrı ile kıyaslandığında laparoskopik cerrahi çok  daha konforlu bir ameliyat sonrası dönem yaşatmaktadır. Ayrıca laparoskopik cerrahi uygulamasının ertesi günü hasta taburcu edilebilirken, açık cerrahide bu dönem çok daha uzundur. Elbette bu durum kişinin normal yaşantısına dönme süresini de çok etkilemektedir. Bir diğer konu ameliyat yerinde fıtık gelişme olasılığıdır. Bu risk açık cerrahide  laparoskopik cerrahiye nazaran çok daha fazladır.

Ameliyatlar genel anestezi mi yoksa lokal anestezi mi altında yapılıyor ?

İster açık cerrahi ister laparoskopik cerrahi olsun, safra kesesi ameliyatları genel anestezi altında gerçekleştirilmektedir.

Ameliyattan sonra ne kadar zamanda iyileşme meydana geliyor ?

Ameliyatın ertesi günü taburcu edilen hasta bir hafta sonra rahatlıkla işine dönebilmektedir.

Vücutta safra kesesinin eksikliği bir sorun yaratıyor mu ? 

Safra kesesi alındığı için karaciğer tarafından üretilen safranın depolanması mümkün olamayacaktır. Bunun yerine safra sürekli olarak onikiparmak bağırsağına akacaktır. Yağ sindirimi için çok az miktardaki safra yeterli olduğundan bir sorun yaşanmayacaktır. Ancak sindirim sistemindeki bu yeni duruma alışıncaya kadar (3 ay - 1 sene) yemek sonrası ufak tefek şikayetler (gaz, şişkinlik vb.) meydana gelebilir.

Safra kesesi taşı ile safra kesesi kanserinin ilişkisi var mıdır ?

Bu durum safra kesesi kanseri olan hastaların çoğunda aynı zamanda safra kesesi taşı da bulunması nedeniyle ortaya atılmıştır. Safra kesesinde uzun yıllar bulunan taşın kronik bir enfeksiyon yaratmasıyla, safra kesesi kanserinin oluşabileceği yönünde ciddi iddialar olsa da bu durum kesin bir şekilde kanıtlanamamıştır.

Safra kesesi polipi nedir ?

Safra kesesi polipi, safra kesesinin iç kısmında zaman zaman saplı da olabilen küçük anormal bir doku büyümesidir. Bunların çoğu içinde kanser hücresi olmayan iyi huylu poliplerdir. Ancak nadiren kötü huylu tümöral bir yapı gösterebilir.

Safra kesesi ameliyatından sonra sindirim sisteminde sorun yaşanır mı ?

Çoğu kişide ameliyat sonrası sindirim ile ilgili önemli bir problem meydana gelmez. Ancak nadiren yemek yeme tarzını da etkileyen bazı sindirim sorunları yaşanabilir. Bazı kişiler ameliyattan sonraki ilk ayda yağ sindiriminde değişik zorluklar yaşayabilirler. Yağdan fakir bir diyetle beslenmek bu konuda yardımcı olabilir. Yağ sindirimindeki eksikliğe bağlı olarak diare (ishal) ortaya çıkabilir. Bu sorun çoğu zaman geçicidir ve bir tedaviye gereksinim göstermez. Ancak özellikle obez kişilerde diare sorunları daha uzun sürebilir. Bu durumda da yağdan fakir bir diyetle beslenme önerilir. Ameliyat sonrası ağrı kesicilerin yoğun olarak kullanılması nedeniyle konstipasyon (kabızlık) da yaşanabilir. Bol lifli veya tahıllı gıdaların tüketilmesi bu sorunun çözülmesine yardımcı olacaktır. Bazen ilave ilaç kullanımı da gerekli olabilir.

Ameliyattan sonra beslenme nasıl olmalıdır ?

İlk günler çorba, komposto suyu gibi sulu gıdalar sık sık, ancak az miktarlarda tercih edilmelidir. Eğer bulantı yoksa ekmek, patates haşlama gibi karbonhidrat ağırlıklı besinlere geçilebilir.

Ameliyattan sonra kaçınılması gereken gıdalar nelerdir ?

Patates kızartması, diğer her türlü kızartma türleri, çikolata, pizza, sakatat, sosis-sucuk, yağlı etler, kremalar, yağlı peynir türleri erken dönemde (ilk 1 ay) yenmemelidir.

Ne zaman banyo yapılabilir ?

Bu durum ciltte uygulanan dikiş tekniğine bağlı olarak değişiklik gösterebilmesine rağmen, genelde ameliyattan 72 saat sonra duş alınmasında bir sakınca yoktur. Yara yerinden halen akıntı-sızıntı söz konusuysa duş alımı ertelenebilir.

Sizlere daha iyi, daha hızlı ve daha güvenli bir kullanım sunabilmek için sitemizde çerezler kullanıyoruz. Çerez Politikamız için tıklayınız.